Gelenekten
Geleceğe...

‘’Gelenekten köklenip
  Geleceğe yeşermeli’’


diyerek 1997 yılında başladık yolculuğumuza.

Gelenekten
Geleceğe...

Bu; var olan’a dahil olmak düşüncesiydi.
Bu düşünce; sanatın sonsuzluğa uzanan yolunda ilk kıpırdanışlardı.

Gelenekten
Geleceğe...

Bireysel gayret ve çabalarla başlayan yolculuğumuz; tasarım atölyesi olarak, çeşitli sektörlerden üreticilere arzu ve istekleri doğrultusunda hizmet veren, klasik usûl ve üsluplara dayalı ürün tasarımları yaparak başladı.

Gelenekten
Geleceğe...

Ancak sürekli ve bir o kadar da şiddetli bir sızı vardı.

Gelenekten
Geleceğe...

Hem bireyi hem de içinde yaşadığımız toplumu, ''geçmiş-an-gelecek'' bağlamında
yepyeni bir tarz ile evrene resmetmeliydik.

Gelenekten
Geleceğe...

Nakkaş olarak, o ana dek bin biçimde var olmuşa karşı, binbirinciyi üretebilmeliydik. Sızı değil bu, sancıydı! Büyük doğumlar öncesi yaşanan büyük ve ağır bir sancı!..

Gelenekten
Geleceğe...

Ve doğum; nihayet bir büyülü anda gerçekleşti:

Gelenekten
Geleceğe...

Geleneksel kültürümüzün iki boyutlu düzlemdeki yazı ve çizi sanatlarını üç boyutlu yorumlayıp üreterek kültürümüze bir ilki kazandıracaktık.

Gelenekten
Geleceğe...

Gelenek de böylece yeniden ve yeni olarak doğacaktı.

Gelenekten
Geleceğe...

ve Yunus’un o muhteşem dizelerine
birkaç asır sonra da olsa konu olacaktı:

“Her dem yeniden doğarız
  Bizden kim usanası.’’

Gelenekten
Geleceğe...

Tarih 2004…Geleneğin Simurg misali, kendi güllerinden yeniden ve yepyeni, üç boyutlu olarak doğuşunun tarihi idi bu!..

Gelenekten
Geleceğe...

Yüzyıllarca çizgi olarak yaşayan nice ibare, ifade ve lafız şimdi Nakkaş Boytu yorumu ile vücut buluyor, her klasik çizgi elle tutulabilir değerlere dönüşüyordu.

Gelenekten
Geleceğe...

O günden bu yana Nakkaş; sessizce üretmeyi sürdürüyor ve ürettiklerini insanlığın arasına tevazu ile bırakıyor.

Gelenekten
Geleceğe...

Gelenek, asırlardır insanlığa ışık düşürmüşken
Nakkaş Boytu da ‘’yeni bir boyutu geleneğe ekleme’’ düşünü kuruyor.

Gelenekten
Geleceğe...

“Ol mâhiler ki derya içredir deryayı bilmezler.”
der Hayâlî.

Derya gibi bir mirasın üzerinde yaşıyor olmanın
getirdiği zenginliklerimiz var bizim.

Gelenekten
Geleceğe...

Geleneğimize aidiyet hissiyatımızın kuvveti ile bu zenginliğin temadisi için:

‘’Yarına bir söz söylemek ister isek
Onu; dönüp biraz da dünden tahsil etmeli.’’

Gelenekten
Geleceğe...

İşte bu düş ve düşüncelerle;

‘’Gelenekten alıp ilhamı
Çağın idrakine söyletmeli sanatı’’

diyerek başladık yolculuğumuza…